13 Şubat 2008

BEN NEVİS (1343 m.) İSKOÇYA 1998

İlk tırmanış günümüz olan 6 ocak 1998 tarihinde Glencoe Dağlarında yaptığımız Gearr Aonach tırmanışı.

7 ocak 1998 tarihinde yaptığımız Aonach Mor Dağı tırmanışı.

Aonach Mor Dağı Batı Yüzü rotasının detayları.

İrlandalı bir İskoç(!) ve Lochaber Dağ Kurtarma Takımının demirbaş adamı olan arkadaşımız Brian McDermott (bu resmini beraber gittiğimiz İran-Demavent Dağı uluslararası tırmanışı sırasında çekmiştim). Fort William kasabasında yaşayan Brian’ı tanımamız Türkiye Dağcılık Federasyonu’nun düzenlediği bir arama kurtarma faaliyeti sayesinde oldu ve bundan sonra birçok sefer, hem Türkiye’de, hem de yurtdışında beraber tırmanma fırsatı bulduk. İskoçya seferimizde de Brian’ın evinde kalıyorduk, ekibimiz ben, arkadaşım Efecan Aytemiz ve o zaman Londra’da yaşayan Engin Külahoğlu’ndan oluşmaktaydı.

Glencoe bölgesinde yaptığımız bir tırmanıştan sonra, ikinci gün Ben Nevis Dağı’na çok uzak olmayan Aonach Mor Dağı’nda bir rota tırmanmaya gittik. Bu bölgede dağlar başka ülkelere nazaran alçak sayılır (en yüksek nokta, 1343 metrelik irtifasıyla Ben Nevis Dağı) ama rotalar uzun, dereceler ciddi ve iklim her zaman berbat, üstelik -özellikle de kışın- günışığı çok kısıtlı ve günler kuzey enlem yüzünden çok kısa. Bölgenin standart tırmanış havası, sıkı bir tipi. Kısacası görüş uzaklığı olmadan tırmanmak gerekiyor.. Bu nedenle bölgede her yıl yüzlerce kaza, kaybolma ve kurtarma operasyonu oluyormuş. Bu resimde, 1221 metrelik Aonach Mor Dağı’nın batı yüzündeki dik rotaya girmek üzere 45-50 derece kar-buz eğiminde tırmanmaya başlamışız. Tabii ki şansımıza, ocak ayının başı olduğu için yeterli buz oluşumu henüz yoktu ve bir tür karlı- buzlu mix tırmanış yaptık.

350-400 metrelik bir mix rota olan batı yüzü’ne girerken.. Bu noktada ipleri ve emniyet malzemelerini çantadan çıkarttık.

Brian lider tırmanıyor. Dört kişi olduğumuz için, izlediğimiz taktik iki ip grubu olarak tırmanmaktı, arkadan gelen ekip önden giden ekibin bıraktığı ara emniyet noktalarını kullanıyordu. Böylece zaten kısa ve karanlık olan gündüz saatlerini ekonomik olarak kullanabildik, ama yine de dönüşte karanlığa kalmaktan kurtulamadık..

Bu resimde Efecan ve Engin görülüyor. Normal koşullarda bu rota ve diğerleri üzerinde 1.5-2 metre kadar kalınlıkta şelale buz oluşumu olurmuş, Atlantik Okyanusu’na bu kadar yakın ve nemli bir yer için de oldukça normal.. Ama herşey bu nemden nasibini alıyor, yağmurla tırmanışa başlayıp, tipi ile zirveye çıkıp, yağmurda eve dönüyorsunuz ve herşey , herşey sırılsıklam ıslanıyor..

Türkiye ile karşılaştırınca her koşulda buz oluşumu var denilebilir tabii. Burada buz aletlerim ve ben görülüyoruz! Rota üzerinde donmuş bir şelale şeklinde biraz buz vardı, Brian buz üzerinden lider tırmandı ve birazını kırdı, Engin onu izledi ve buzu biraz daha kırıp döktü, Efecan mix zeminde tırmandı, ben tırmanırken ise hemen hiç buz kalmamış, hepsi kırılmıştı! Tırmandığımız rotanın bir adı yok, dik, 80-90 derece eğimli bir etapla başlayıp dik kayalar arasından giden ve yukarıda dar bir kar-buz kulvarına bağlanan bir rotaydı bu.

Çok nadiren, orada olduğumuz beş günde sadece 10 dakika kendisini gösteren güneşte Engin ‘the love machine’ veya ‘Londra’lı Engin’ tırmanıyor.. (bugün için, ‘Kanadalı Engin’ diyebiliriz! 🙂

İkinci ip boyunun sonlarına doğru ben tırmanırken. Rotanın neredeyse beş ip boyunu, 230 metresini emniyetli tırmandıktan sonra kulvara girip ipi çantalara kaldırdık ve II-III derece zorlukta ama buzlanmış granit kayalar üzerinden rotanın bitimindeki düzlüğe, oradan da zirveye çıktık. Tırmanış 3 saat kadar sürmüştü, bu arada hava felaket kötü denilebilecek kadar berbattı!

Bu bulanık resimde Aonach Mor’un tepesindeki kötü hava biraz anlaşılıyor! İskoçların ‘whiteout conditions’ dediği koşullarda inişe başladık, ama rotanın bittiği yerden itibaren yatık ve belirsiz bir arazi vardı ve Brian yolu iyi bildiği için 3 saat kadar yürüyerek başladığımız yere ulaştık. Burada kaybolmak çok kolay ve birçok ekip bunu yaşamış- bir kısmı da hayatını kaybetmiş!

8 Ocak 1998 tarihinde Ben Nevis Dağı’nda yaptığımız Ledge Route tırmanışı.

Ertesi gün sevgili dost Engin’i işleri nedeniyle dönmek zorunda olduğu Londra’ya yolcu ettik ve Brian, Efecan ve ben, Ben Nevis’te bir rota tırmanmak üzere yola düştük. Ben Nevis civarın en iri dağı ve en çok tırmanış rotası burada var. Brian’ın külüstür Land Rover jipi ile yürüyüşün başladığı yere varıp, çantaları sırtlandık. Burada Brian Allt’a Mhuillin deresi boyunca ilerlerken görülüyor, uzakta Ben Nevis kütlesi.

Tırmanışların başladığı, dağın dibinde kurulmuş olan CIC- ‘Scottish Mountaineering Hut’ kulübesinin önündeyiz, bu kulübe aynı zamanda bir kurtarma merkeszi olarak da işliyor. Çığ ve teknik sorunlar nedeniyle Ben Nevis bölgesinde çok kaza olduğunu anlatıyor Brian. Kulübenin önünde hazırlanırken hava fena değil gibi, ama yerde bol taze kar var ve rotalarda hiç buz yok. Dolayısıyla, Brian çığ koşullarının en az olduğu bir sırt rotası olan Ledge Route’a girmemizi öneriyor, biz de tabii ki kabul ediyoruz.

Dikçe bir kulvar ile başlayıp, zor olmayan kayalık bir sırtı izleyen Ledge Route, ortalama 400 metre kadar yükseklikte ve bizim Demirkazık Dağı’nın batı rotasının kış halini, ama daha minyatürünü anımsatıyor. Resimde Brian rota girişindeki dar kulvarı tırmanırken görülüyor.

Kulvarın genişleyip açıldığı yerde tırmanıyoruz. Rotamız biraz batan ve bazen çığ açısından tehlikeli olan kardan sağdaki kayalıklara doğru ilerliyor, bu arada hava da tipik olarak hızla kapatıyor..

Bazen çok keskinleşen bir sırt üzerinde oldukça boşluklu ama zevkli hamlelerle tırmanıyoruz. Tırmanış asla ekstrem olmadan gitmesine rağmen basit bir tırmanış veya yürüyüş değil, aralarda sorulu ve dik pasajlar var..

Ledge Route üzerinde, geniş bir sette ve tipi içinde dinlenme anı..

Ben Nevis Dağı’nın kuzeybatı ucuna, esas sırt hattı üzerine tırmanıp (ki buraya Carn Dearg deniliyor) buradan yoğun bir sis ve hep yandan esen buz gibi tipi içinde esas zirvenin olduğu yere yürüdük. 45 dakikalık bir yürüyüşle, zirvedeki metal kulübeye varıp içinde birşeyler içip yedik. Kulübenin içinde herhangi bir kurtarma durumu için metal sedye ve statik ipler depolanmış.. Ben Nevis Dağı bir tarafı dik ve kayalık, diğer yerleri  ise görece  yatık ve yumuşak olan bir dağ..

İnişte, turist rotası olarak da bilinen Red Burn rotası’ndan inerken. Arkada, uzaklarda Atlantik Okyanusu’nun İskoçya içlerine uzanan körfezleri görülüyor. Rota bitip platoya çıkınca kaybolmak çok kolay olduğundan, herkes öncelikle zirve kulubesine ulaşıp buradan pusulayla kerteriz alıyor. Önce 150 metre kadar 231 dereceye, sonra da sabit 281 derece açısında ilerleniyor ve turist rotasına varılıyor.. Bu açılarda inilmezse dağın diğer yanındaki bazı dik uçurumlara ve buz kulvarlarına girilip kaza olması muhtemel. Kısacası pusula kullanmayı bilmek burada son derece hayati.

Ben Nevis Dağı’ndan inişte kullanılması gereken açılar. Bu tür kartları, dağcılık donanımı satan dükkanlar ücretsiz dağıtıyor, mesela bu kart da Brian’ın üye olduğu Lochaber MRT (mountain rescue team- dağ kurtarma takımı) tarafından bastırılmış.

Bu yazı yorumlara kapalı.